Gölcük Kaymakamı Mustafa Irmak: “Ben de meslek lisesi mezunuyum ve bundan gurur duyuyorum.”

555 views

Gölcük Kaymakamı Mustafa Irmak ile Özel Röportaj

Anadolu Kalkınma Vakfı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Gazetecilik Bölümü olarak ilçemizde yakın zamanda göreve başlayan Gölcük Kaymakamı Mustafa Irmak ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.Mustafa Irmak, eğitimden aileye, ilçenin genel durumundan meslek hayatına kadar birçok konudaki görüşlerini bizimle paylaştı.

– Sayın Kaymakamım ilçemizde yaklaşık iki ay önce göreve başladınız. Bize ve okurlarımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1974’te Yozgat’ın Çekerek ilçesinde doğdum. İlk ve ortaokulu Çekerek’e bağlı Kazankaya kazasında, liseyi ise Ankara Yenimahalle’de tamamladım. Liseyi Endüstri Meslek Lisesi Elektrik ve Elektronik Bölümünde okudum. Daha sonra Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümünden mezun olarak eğitim sürecimi tamamladım. Mezuniyetimin ardından İçişleri Bakanlığı kaymakamlık sınavını kazanarak 2001 yılında Kırıkkale Kaymakam Adayı olarak göreve başladım. Bir yıl boyunca  İngiltere’de dil eğitimi aldım. Kastamonu, Malatya, Aydın, Elazığ, Ankara gibi illerde görev yaptım.                     

– Mülki idare zor ve kutsal bir görev, mesleğinize ilk başladığınızda idealleriniz nelerdi, bu idealleri gerçekleştirdiğinizi düşünüyor musunuz? 

Mesleğe başladığımızda her mülki idarecinin klasik bir ideali vardır. Görev yaptığımız ilçede, ilçe halkının ihtiyaçları doğrultusunda görevimizi en güzel şekilde yapmayı hedefleriz. 7’den 70’e, en zengininden en fakirine kimler varsa, onların ne tür talep ve ihtiyaçları varsa bu ihtiyaç ve talepleri yerine getirmek için çalışmakla yükümlüyüz. Benim ideallerimin başında şüphesiz eğitim kalitesinin yükselmesine katkı sunmak gelir. Tüm görev yaptığım yerlerde bunun için çabaladığımı söyleyebilirim. Okullarda çocuklarımızın düzenli ve sağlıklı bir şekilde eğitim alması ve onların hayalleri doğrultusunda eğitim sistemimizin kurulması gerekiyor. Ama daha önemlisi bizim ebeveyn olarak kendi isteklerimiz doğrultusunda değil de çocuklarımızın hayalleri doğrultusunda eğitim sistemimizi düzenlememiz sağlıklı olacaktır.Tabii bu ülke bazında ortak özveri ve emek ile gerçekleşebilecek bir konu. Gölcük’e gelene kadar küçük yerleşim yerlerinde de yaşama fırsatı bulduğum için olanakları ve şartları daha net kıyaslayabiliyorum.Özellikle köy okullarında çocuklarımız maalesef tek sınıfta oldukça kalabalık sayıda bir eğitim görüyor. Bizim amacımız doğudan batıya, merkez köy ayrımı olmaksızın eğitim alanında bütün illerde fırsat eşitliği yakalayabilmek olmalı.

– Şu anda yaptığınız işin dışında ne iş yapmak isterdiniz?

Mühendis olmak isterdim. Tabii bu lise öğrenimimle de alakalı bir istek. Sizler gibi ben de meslek lisesinde öğrenim gördüm. Şu an bulunduğum konumun yanı sıra lise yıllarımdaki mesleki eğitimin üzerine de bir kariyer yapmak isterdim. Lakin hayat planları değişken olabiliyor, üniversite eğitimi ardından kat edeceğiniz yolların yönü değişebiliyor.

– İlçemiz hakkında edindiğiniz ilk intiba nedir, “Donanma Kenti” olarak bilinen Gölcük hakkındaki görüşleriniz nelerdir? 

Gölcük genel olarak doğasıyla ve insanı ile bütünleşmiş,  güzel, ekonomik yönden de geniş olanaklara sahip bir ilçe. Donanma ise Gölcük’e sağladığı imkânlarla gelişmişlik seviyesine ayrı bir hava katıyor. Ayrıca Gölcük kozmopolit bir ilçe, pek çok farklı kültürden insana ev sahipliği yapıyor. İnsanlarımızın arasındaki diyaloglarda birbirlerine gösterecekleri saygı son derece önemli ve hassas bir konu. Bir ebru gibi farklı farklı renklerin, uyum içinde bütünleştiği bir ilçe olduğunu düşünüyorum. İlçe halkı arasında zaman zaman birtakım ufak tefek çekişmeler olabilir ama bu “hep birlikte güzel olma” durumunu kanaatimce etkilemiyor.

– Sizce Gölcük’ün ilk bakışta fark edilen sorunları ve bunlara dönük atılması gereken adımlar nelerdir?

Sizler yaş itibariyle denk gelmediniz belki ama 19 Ağustos 1999 Gölcük Depremi gibi bir gerçeğimiz var. Neredeyse tüm bölgeyi etkilemiş olmasının yanı sıra ilçe olarak da çok büyük acılar yaşandı. Depremden yeniden yapılmak durumunda kalan yerlerde gördüğüm kadarıyla alt yapı sorunu mevcut. Eski yerleşim olarak adlandırdığımız noktalarda ilk görülen sorun yolların darlığı. Özellikle ulaşım noktasında büyük sorunlar yaratan bu gibi durumlar trafiği olumsuz etkiliyor. Bunlar kolay ortadan kaldırılabilecek konular olmamakla birlikte zamana yayılarak planlı şekilde ilerlenirse köklü çözümler üretilebilir. Bu konuda eğer özellikle Gölcük’ün şehir merkezinde yaşanılabilir alanlar oluşturabilirsek trafik sorunu da bir nebze de olsa çözülecek diyebilirim. Böylelikle Gölcük, ilimizin ve bölgemizin cazibe merkezi hâline gelecektir.

– Eğitim konusu ülkemizde en çok tartışılan konulardan biri, siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Çok net şekilde söyleyebilirim ki ben çocukların yarıştırılmasına karşı bir insanım. Siz 11’inci sınıf öğrencilerisiniz ve önümüzdeki yıl üniversite için sınava gireceksiniz. Şu an okuduğunuz okula gelene kadar bu tarz sınavlara da girdiniz. Öğrenci olduğunuz sürece hayatınız 2-3 saatlik sınavlara bağlanmış durumda. Özellikle eğitim konusunda başta bu konu olmak üzere sistemin değişmesini isteyen birisiyim. Eğitim sisteminde çocuklar kendi ilgi, beceri ve yeteneklerine göre, kendi hedeflerine göre bölümlere gidip orada kendilerini geliştirmeli. Bu sürecin ise okul öncesi dönemden itibaren başlaması gerek ki orada verilen eğitimler sonucunda artık yollarının ayrılması da daha kolaylaştırılmış olabilsin.

– Meslek liseleri ve okulumuzla ilgili görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Benim için duygusal bir soru çünkü söylediğim gibi meslek lisesi mezunuyum ve bundan gurur duyuyorum. Son yıllarda veliler genellikle çocuklarını yüksek puanlı okullara gönderme taraftarı. Bunun yanında olumsuz ve yanlış olduğunu düşündüğüm bir algı da var ki o da şu, meslek liseleri kimsenin gitmek istemediği bir okul olarak görülüyor. Özellikle bu problemin en etkili şekilde ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu okulların son şans olarak görülmemesi gerekiyor. Öğrenci olarak sizlere de sorumluluk düşüyor, başarılarınızla sizden sonra bu okulları tercih edecek öğrencilere yön verenler olmanızı temenni ediyorum.

– İki çocuğunuz olduğunu biliyoruz, eğitim çağındalar mı? Eğer okula gidiyorlarsa nasıl bir veli olduğunuzu bize anlatabilir misiniz? 

Evet, iki kızım var ve biri bu sene lise giriş sınavına girdi, sonuçları ailecek heyecanla bekliyoruz. Diğeri ise ilkokul 3’üncü sınıfı tamamladı. Meslek gereği evimizle fazla ilgilenemiyoruz ama çocuklarımız konusunda her zaman fırsat yaratmaya çalışıyoruz. Zaten çocuklarımla arkadaş gibiyimdir. Onların en etkili hedefleri kendileri için yine kendilerinin koymasını isterim. Neticede çocuk ailesi ile güzeldir. 

– İnternet, akıllı cihazlar ve sosyal ağlar artık hayatımızın önemli bir kısmını işgal ediyor. Kendinizi ve çocuklarınızı bunlara dönük tehlikelerden nasıl koruyorsunuz?

Hem koruyorum hem koruyamıyorum diyebilirim.  Teknoloji ve internetin gelişmesiyle birlikte akıllı telefonlar çıktıktan sonra çocukları artık takip etmek çok zor bir duruma geldi. Dünyadan,bilişimden, teknolojiden kopuk olmalarını istemiyoruz. Lakin sosyal medya çok farklı bir olgu ve maalesef tehlikeli ve her türlü tuzağın kurulabildiği bir ortam hâline de geldi. Belki güzel anılarınızı, duygularınızı sosyal medya üzerinden paylaşıyorsunuz ama sizin bu güzel duygu, düşüncelerinizin tersine hareket eden çok değişik yapılar, tuzaklar var ve bence çağın güzelliklerini bizler kötü kullanıyoruz. Uzun zamanınızı buraya harcayıp hayattan uzaklaşıyoruz. Sanal dünyadan çıkıp gerçek dünyaya daha çok adapte olmalıyız.

– Siz sosyal medya kullanıyor musunuz, vatandaşlarla sosyal medya aracılığıyla iletişim kuran idareciler hakkındaki görüşleriniz nelerdir? 

Sosyal medyadan sadece Twitter adlı aplikasyonu kullanıyorum. Vatandaşların sosyal medya aracılığı ile ihtiyaçlarını okuyorum ancak cevabı sosyal medya üzerinden değil de onları misafir ederek veriyorum. Böylelikle yüz yüze iletişimden en etkili şekilde faydalanıp onlara en iyi şekilde yardımcı olmaya çalışıyorum. Kendimce bu şekilde bir yöntem belirledim. Yine Twitter üzerinden kendim içerik oluşturmaktan ziyade beğendiğim içerikleri paylaşmayı tercih ediyorum.

– Ulusal ve yerel basınla ilişkiniz nasıldır, hangi haber kanallarını ve gazeteleri takip edersiniz? 

Neredeyse tüm gazetelere bakarım. Özellikle sabah ilk işim önce ilçemiz Gölcük’ün yerel gazetelerine bakmak olur. Arkasından da internet üzerinden diğer ulusal gazetelere bakar akşam eve gittiğimde ise televizyon üzerinden haber kanallarını olabildiğince takip etmeye, izlemeye çalışırım. 

-Sayın Kaymakamım bu ikinci bölümdeki sorulara kısa cevaplar vermenizi istiyoruz. Mümkünse birkaç sözcükle cevaplarsanız seviniriz.

Kendinizi en çok mutlu hissettiğiniz yer: Ailemle birlikte olduğum her yer

En çok sevdiğiniz roman: “Yemen! Ah! Yemen!” (Mehmed Niyazi) Romanın kahramanı Yemen Savaşı’na katılan Yusuf isimli bir askerdi. Benim de büyük dedemin adı Yusuf’tu ve o da Yemen Savaşı’nda yaşamını kaybetmiş bir askerdi. O sebeple bu kitap beni çok etkiler.

En beğendiğiniz şair ve şiiri: Necip Fazıl KısakürekKaldırımlar”

En beğendiğiniz sinema filmi: “Esaretin Bedeli” filmi sabrı ve umudu aşılayan bir film olarak en sevdiğim filmdir.

Dilinize en çok doladığınız şarkı ya da türkü: Mustafa YıldızdoğanÖlürüm Türkiye’m

Aile nedir? : “Aile, her şeydir!”