Yarım Asırlık Dostluk Başladığı Yerde Buluştu

339 views

AKV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, o zamanki adıyla Gölcük Kız Meslek Lisesinden 1971 yılında mezun olan, okulun kuruluşundaki ilk öğrencileri okullarını ziyaret etti.

52 yıl önce Gölcük Kız Enstitüsü adıyla eğitim veren okuldan mezun olduktan sonra birbirlerine ulaşan ve her sene bir araya gelmeye çalışan 1971 mezunları bu yılki buluşmalarını okullarında gerçekleştirdi. Gölcük’ün ve okulun gururu olan mezunları, Okul Müdürü Hüseyin Gürlagap karşıladı. Gürlagap böylesi bir buluşmadan duydukları memnuniyeti dile getirerek “Okulumuzun yarım asırı aşan geçmişinin nasıl bir gelenek yarattığını görmek bizi çok gururlandırdı. Aranızdaki kopmayan bağların temelinin atıldığı yerde okulun asıl sahibi olan sizleri ağırlamak bizim için ayrıca bir onurdur.” dedi.

Okul Müdürünün odasındaki sohbetin ardından 71 Mezunları konferans salonunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrencilere llk kurulduğu zamanlarda AKV’de giyim, resim, çocuk gelişimi olarak üç alanda eğitim verildiğini söyleyen 71 yılı mezunları, o dönemde çok aktif bir öğrencilik hayatı geçirdiklerini çok fazla sosyal aktivitenin olduğunu münazaralar, defileler, okul korosu, okul bandosu, kılıç kalkan ekibi gibi pek çok etkinliklerde görev aldıklarını anlattılar. Kendilerini Atatürk çocukları olarak gördüklerini bu sebeple de geleceğe hep umutla baktıklarını dile getirerek “Geleceğin çocuklarını sizler yetiştireceksiniz, o nedenle de kendinize güveninizin tam olması gerekiyor.” dediler.

Bu buluşmanın gerçekleşmesini sağlayan Hatice Özmen Işıklı yeniden okulunda olmaktan duyduğu heyecanı belirterek “1970-71 mezunları olarak çok güzel bir arkadaşlık ortamımız vardı. Okul yaşamımız çok güzel faaliyetlerle geçti, çok aktiftik. Bu güzel yılların sadece kendi hafızalarımızda kalmasına gönlüm elvermedi. Depremden sonra iletişimde olduğum mezun arkadaşlarımı arayıp bir araya gelmemiz gerektiğini dile getirdim. Sonra aramalar yaparak birçok arkadaşımızı bulduk ve buluştuk. Bu işe ön ayak olmak beni çok mutlu etti. Şimdi her yıl bir araya gelip sosyal sorumluluk projelerinde çalışıyoruz. Bu bizi birbirimize daha sıkı bağlıyor. Ben okulun Dikiş branşı mezunuyum.. O yıllarda eğitim masrafımızı öğretmenlerimizin siparişlerini dikerek çıkarırdık. Diktiğimiz kıyafetlerle defileler yapar, mankenlik yapar teşhir ederdik. Armamızı göğsümüzde taşırdık şimdi yüzük olarak parmağımızda taşıyoruz. Folklor ve liseler arası yakan topta derecemiz vardı. Bursa kılıç kalkanda ilk kızlar ekibini kurduk. Biz kendimizi cumhuriyet çocukları olarak görürdük ve hep ilkelerimize bağlı kaldık. Şimdi torunlarımızın ve siz gençlerin bahtı için dua ediyoruz.” dedi.

Okuldan mezun olduktan sonra öğretmen olarak geri dönen ve 2004 yılına kadar AKV’de görev yapıp sonrasında emekli olan Zülfiye Çeçen Erol’da gelen ekiple birlikteydi. Zülfiye Çeçen Erol’un döneminde öğrenci olan ve bugün okulun Moda Tasarım Teknolojileri öğretmeni olarak görev yapan Nazikter Uzunca yıllar sonra öğretmeniyle bir araya geldi. Nazikter Uzunca öğretmeniyle benzer bir kariyer devam ettirdiğini söyleyerek şunları anlattı: “Okulun hem eski bir öğrencisi hem de öğretmeni olarak dünü ve bugünü kıyaslama olanağı buluyorum. O dönemde disipline çok önem verilirdi. Tüm öğrencilerin saçların örgülü, tırnakları kısa olurdu.” dedi.  Bunun üzerine 71 mezunları o dönemde aldıkları disiplinin sonraki hayatlarında gerçekten çok fazla işlerine yaradıklarını özel hayatların -da ve iş yaşamlarında sahip oldukları öz disiplin ile  başarılı olduklarını dile getirdiler. Mezun oldukları yıllarda aldıkları eğitimin kalitesini de dile getirerek “Disiplin ve verilen eğitim sayesinde şimdiki üniversite seviyesinin üzerinde bir donanımla mezun oluyorduk hatta liseyi bitirir bitirmez neredeyse iş buluyorduk.” dediler.

1971 yılı Çocuk Gelişimi bölümü mezunu Kadriye Kavala Edik duygularını şöyle getirdi: ” Okulumuzdan mezun olduktan bir süre sonra evlendim ve Ankara’ya taşındık. Çalışma hayatına Ankara’da Türkiye’nin tek laboratuvar anaokulu olan ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesinin adını taşıyan Zübeyde Hanım Anaokulunda başladım. Bu okulda gururla ve onurla görev yaptım. Atamızın çocukları olarak çok istediğim yüksek eğitimi aldım. Evli ve 2 çocuklu bir anne olarak Gazi Üniversitesi 2 yıllık ön lisans bölümünü bitirdim. Bizler için eğitimin yaşı olmazdı. Bunu bize  kız meslek lisesindeki Atatürkçü öğretmenlerimiz öğretti. Lisedeyken millî bayramlarda bando grubunun önünde majör sopası ile gösteri yapardım. Havaya atar döndürerek tekrar tutardım ve de alkış alırdım. Okul defilelerinde mankenlik yapar, folklor takımında görev alırdım. Yakan top maçlarında ödüllerimiz, derecelerimiz olurdu. Bize bu özgüveni başta Başöğretmenimiz Atamız ve okul öğretmenlerimiz vermişti. Bugün okulunuzda görev yapan tüm öğretmenlerin de öğretmenler gününü kutluyorum. İyi ki varsınız, sizi seviyoruz.”

O yılların sosyal ve ekonomik şatlarını hatırlatan Esma Ark şunları dile getirdi: “Bundan aşağı yukarı elli yıl önce şartlarımız çok zordu. Ben Değirmendere’den okula  geliyordum. Babam bana günlük 1 TL verirdi. 25 kuruş minibüs parası, bir gazoz 25 kuruş, bir açma 25 kuruş, dönüş 25 kuruş bununla mutlu olurduk. Bazen 2,5 TL verirdi o zaman çok sevinirdim. Arkadaşlara gazoz ısmarlardım bizler o şartlarda okuduk. Sınıfımızda soba yanardı, soba dediğim ise gaz varilinden yapılmıştı hizmetliler yakardı. Ama hepimiz çok mutlu ve neşeliydik.” dedi.

Okuldan mezun olduktan sonra öğretmen olan bir başka isim olan Mine Özer Akbaba konuşmasında şunları dile getirdi: “Emekli bir öğretmenim. Mezun olduğumuz okulumuzda bize tekrar bu heyecanı yaşamamızı sağlayan önce Hatice Işıklı arkadaşımıza daha sonra Aslı Hanım’a ve okul müdürümüze çok teşekkür ediyorum. Biz yıllar sonra Hatice Işıklı arkadaşımızın çabalarıyla tekrar bir araya geldiğimiz için çok mutlu ve de çok şanslıyız. Böyle güzel arkadaşlık bağlarımız olduğu için whatsapp grubumuzu kurduk. Güne birbirimize günaydın demekle başlıyoruz. İyi günümüzü kötü günümüzü birbirimize destek vererek paylaşıyoruz. Şu an 30 arkadaşımızla diyalog halindeyiz. Sürekli araştırmalar yaparak daha çok arkadaşımıza ulaşmayı hedefliyoruz. Umarım sizde böyle güçlü arkadaşlık bağları kurar birbirinizi unutmazsınız. Okul arkadaşı, askerlik arkadaşı gibi insanın hayatında çok büyük önemi vardır. Öğretmenlerimize gelince hepsi kendi alanında ayrı ayrı değerli insanlardı. Tatlı sert bir disiplin içerisinde bizi eğittiler. Disiplinin hayatımızda ne kadar büyük önemi olduğunu ilk onlardan öğrendik. Hâlâ ulaşabildiğimiz öğretmenlerimizle iletişim halindeyiz. Bize verdikleri eğitim ve tatlı disiplin için onlara minnettarız. Sizlerin de kendinizi her yönden yetiştirerek hayata güzel bir şekilde hazırlanıp sevdiğiniz bir mesleği yapmanızı diliyorum. Sevdiğiniz diyorum çünkü severek yaptığınız her şeye daha çok emek verirsiniz. İnsanın kendi parasını kazanması kadar insanı mutlu eden bir şey yok. Öz güvenle toplum içerisinde iyi bir yer edinirsiniz.”

Son olarak söz lan Asuman Erhazar Sönmezer öğrencilere şunları söyledi: “1971 resim bölümü mezunuyum. Ortaokul ve liseyi bu okulda bitirdim. O zamanki lise mezunları bugünün üniversite mezunu gibiydi. Mezun olduktan sonra iki ayrı iş yerinden biri olan Askeri Tersaneyi tercih ettim. 1,5 yıl çalıştım. Evlenip Karadeniz Ereğli’ye ev hanımı olarak gittim, iki oğlumu büyüttüm. O zamanki öğretmen öğrenci arkadaşlık ilişkilerimiz çok seviyeli, saygılı ve çok güzeldi. 52 yıl sonrası bu günkü buluşmamız bu güzelliğin simgesidir.” dedi.

Ziyaretin sonunda okul öğrencilerinin hazırladığı hediyeler takdim edildi ve hatıra fotoğrafı çekildi.